14 Nisan 2009 Salı

Manzaralı Hayaller

Cihangir’e bu ikinci gidişiydi.daha önce güzel bir semt olduğunu bildiği halde gitmemişti.zira oradaki hayat, yaşamak istediği hayat olsa da ulaşamayacağını bildiği şeylerin etrafında dolaşıp kendini kandırmasının gereği yoktu.şimdi şartlar değişmiş,hayallerinin gerçekleşme ihtimali vardı artık…güzel bir ev bakmak için dolaşmıştı hafta içinde bu güzel semti. O kadar inandırmıştı ki kendini Şems’in bağdat’tan çıkıp dostunu bulmak için dolaştığı gibi dolaşıyordu cihangir sokaklarını.aradan birkaç gün geçmiş ‘abim’ dediği insanla birlikte cihangir’i dolaşmak için çıkmıştı.boğazda yapılan kahvaltının ardından hayallerinin peşinden gitmişlerdi.dar sokaklarda ilerleyen arabanın içinden etrafa bakmakla yetinmeyip,adım adım gezmek istemişlerdi…binaların aralarından boğazı görmeye çalışıyor,hangi evin daha güzel manzaraya sahip olduğu hakkında fikir yürütüyorlardı.bazen apartman dairesinden ev almaktansa küçük iki katlı evlerden almayı bile düşünüyorlardı.biraz dolaştıktan sonra köşe başındaki küçük ve şirin cafeye girip bir kahve içtiler.semtin büyüsü bu güzel mekana da yansımıştı.öyle ki semtte bulunan her şey,sanki kendilerini yansıtıyordu.kahvelerini içtikten sonra arabalarının yolunu tuttular.biraz daha turladıktan sonra bir alış veriş merkezine gidip mağazalardan ürünler bakmaya karar verdiler.çocuk ilk girdikleri mağazada güzel bir mont,pantolon ve birkaç gömlek beğenmişti…beğenmişti beğenmesine ama alacak doğru düzgün parası yok hatta epeyce bir borcu vardı… çocuk ürünleri denedikten sonra alamayacağını anlayıp, gönülsüzce o mağazadan çıktı bir başkasına gitti. Oradaki ürünlerde aynı güzellikteydi ama almak gibi bir imkanı yoktu. Çocuk bir an düşündü,yarım saat önce neyin hayalini kuruyordum şimdi hangi dünyadayım diye…sonra içini bir hüzün kapladı…’yüz elli liralık montu alamayan ben iki yüz elli binlik evin hayaliyle yaşıyorum’ dedi…oracıkta ağlamak istedi ama yapamadı…böyle zamanlarda yaptığı en güzel şeyi yaptı ve sessizliğe büründü… buruk bir halde günü özetlemek istedi kendince…bulduğu kelimler çok hoşuna gitmişti…’manzaralı hayaller’ dedi içinden…ve sonra yine zamanın boşluğuna ümitsiz bir gülümseme bıraktı…

Hiç yorum yok:

Geceye not

 Uykusuz bir gece daha Kafamın içindeki sesleri susturamıyorum Martıların çığlıklarına karışıyor içimdeki gürültü Düşünceleri sıraya dizmeye...