13 Ağustos 2010 Cuma

Sevmekten Gidince

Sen beni sevmekten gidince ben bana borçlu kaldım
Ya sen bana fazla geldin ya ben sana az kaldım

Aşk yasaklandı artık halka açık yerlerde
El tutmak yol açıyor diye hesapsız susmalara
Kaldırdık tüm tutuşmaları
Yasak kelime oyunu yapmak
Yalan söylemek mecburi ve serbest ayyuka çıkmak
Artık yağmur sonraları toprak kokmak yok
Tomurcuklanmak günah
Ve bir insan gözü yüzünden yüz gün ardarda uyumamak
Kimse ölmesin diye kimsenin aklında her sevdalı verdiği sözü geri alacak
Güneşi ayı hatta hiç bir tabiat olayı
Şahit gösterilmeyecek hiç bir sevdaya
Ne deniyorsa onu atacak kalp
Ve süresi yirmidört saate çıkartılacak meskun mahallerde ağlamanın

Sen sesini alıp gidince ben burda dilsiz kaldım
Ya sen bana fazla geldin ya ben sana az kaldım

Yılmaz Erdoğan

10 Ağustos 2010 Salı

saklı mutluluk

geçemediğin bir kapının arkasındaki
gizli bir bahçe
o bahçenin içinde
gizli bir dünya
o dünyanın içinde
basit bir bitki
o bitkinin üzerinde
kırılgan bir çiçek
ve
o çiçekte büyümeye çalışan
yeni bir tohum
o tohumda saklı yeni bir bitki
o bitkinin yarattığı gizli bir dünya
o gizli dünyanın saklandığı gizli bir bahçe
işte buda
sahibi olamadığımız mutluluğun kısırdöngüsü...

Geceye not

 Uykusuz bir gece daha Kafamın içindeki sesleri susturamıyorum Martıların çığlıklarına karışıyor içimdeki gürültü Düşünceleri sıraya dizmeye...