4 Haziran 2010 Cuma

Sıkıldım

aynı hikayelerden
aynı eksen etrafında dönüp durmalardan
hayatı paylaşamamaktan
ortak paydada mutluluk bulamamaktan
hep ben haklıyım diyenlerden
hep haksızsın diyenlerde
suçlamalardan
yalancılıktan
iki yüzlülükten
kaçak güreşmekten
şerefsizlikten
mış gibi yapmaktan
insanları yalanla aldatmaktan
başka başka davranmaktan
samimiyetsizlikten
iftiralardan
menfaatlerden
ben yaptım oldu'lardan
sen yapınca olmaz'lardan
pembe hayallerden
aldatmalardan
aldatılışlardan
hep seninleyim yalanlarından
ölene kadar birlikteyiz zırvalarından
ne yaparsan yap seni bırakmamlardan
sahtekarlıklardan
sahte gözyaşlarından
kendimi bu safsataların içinde bulmaktan
bu oyunun figüranı olmaktan
kendimden
herşeyden
sıkıldım

3 Haziran 2010 Perşembe

Koparılan Çiçekler

Ben yazdım kadere hüznü, perişanı
Sonu gelmez yinede bitemez ümitler
Ama yoksa bahçemin eski şanı
Sebebi koparılan çiçekler...

1 Haziran 2010 Salı

Adam Olmak

Çevrende herkes şaşırsa
bunu da senden bilse
sen aklı başında kalabilirsen eğer
herkes senden kuşku duyarken hem kuşkuya yer bırakır
hem kendine güvenirsen eğer
bekleyebilirsen usanmadan
yalanla karşılık vermezsen yalana
kendini evliya sanmadan
kin tutmayabilirsen kin tutana.
Düşlere kapılmadan düş kurabilir
yolunu saptırmadan düşünebilirsen eğer
ne kazandım diye sevinir ne yıkıldım diye yerinir
ikisine de vermeyebilirsen değer
söylediğin gerçeği eğip büken düzenbaz
kandırabilir diye safları dert edinmezsen
ömür verdiğin işler bozulsa da yılmaz
koyulabilirsen işe yeniden.
Döküp ortaya varını yoğunu
bir yazı turada yitirsen bile
yitirdiklerini dolamaksızın dile
baştan tutabilirsen yolunu.
Yüreğine sinirine dayan diyecek
direncinden başka şeyin kalmasa da
herkesin bırakıp gittiği noktada
sen dayanabilirsen tek.
Herkesle düşüp kalkar erdemli kalabilirsen
unutmayabilirsen halkı krallarla gezerken
dost da düşman da incitemezse seni
ne küçümser ne büyültürsen çevreni
her saatin her dakikasına
emeğini katarsan hakçasına
her şeyi ile dünya önüne serilir
üstelik oğlum adam oldun demektir...
Rudyard Kipling

30 Mayıs 2010 Pazar

Gönlü Geniş Ve Ruhu Gezgin, Sufi Meşreplilerin Kırk Kuralı

On İkinci Kural:
Aşk bir seferdir.
Bu sefere çıkan her yolcu,

istese de istemese de tepeden tırnağa değişir.
Bu yollara dalıp da değişmeyen yoktur.


Elif Şafak - Aşk

22 Mayıs 2010 Cumartesi

Alıştım Susmaya

Çok zor bazen
Avaz avaz susmak
Saklanmak kendine
Kendinden vazgeçmişken

Çok zor bazen
'Belkiler' biriktirmek
Ve sana tutunmak
Hem de sana rağmen

Üşürsen söyle hemen
İçimin camları kapansın
Bıraktım öyle kalsın
Bizim gibi darmadağın

Beni sevmediğin zamanlarda
Alıştım susmaya
Hiç ağlamadım, ağlamadım
Alıştım susmaya

Beni sevmediğin zamanlarda
Alıştım susmaya
Hala soğuk
soğuk hala
Alıştım susmaya

Çok zor bazen
Nefes alabilmek
Ve sağ çıkabilmek
Senin iklimlerinden

Sen bana
Senden kalan
En sevdiğim,
En sevdiğim Yalan.

Emre Aydın

20 Mayıs 2010 Perşembe

Sensizlik

yüreğimde yangınlar,
içimde kor alevler..
ağlarım sensiz gecelerde,
gidişin matem
karanlık odamda hüsran,
ufukta ümitsiz bekleyiş,
gözlerimde dalgın bakış,
gitme,
demek gelir içimden,
haykırmak isterim
kulağına usulca,
sarılmak
buz gibi,
kaskatı kollarında
kaybolmak,
bakışlarında erimek,
sessizliğinde yok olmak...

12 Mayıs 2010 Çarşamba

Çaresiz İsyan

Kaç bahar geçti şu genç ömrümden,kaç iklim değişti bu yürekte..
kimler ıskaladı kalbimi,kimler paramparça etti ruhumu…
kaç sevda eskittim kim bilir,kaç hayal öldü ıssız gecelerde.
düşünmediğim bir gece var mıdır halimi,nedenlerini niçinlerini sorgulamadığım bir anı varmıdır bu cehennemin.
hayatın aldıklarıyla verdiklerini hangi toplama kuralı pozitif yapar,hangi oyunu oynasam hayat benimde kazananlar kulübüne kaydeder.
gitsem yenilikçi akıma kapılsam kendimi sıfırlayabilir miyim,kaçsam kurtulabilir miyim prangalardan.
sussam kabullenmiş mi olurum çaresizliğimi,konuşsam kim dinler,bağırsam kim dönüp bakar bu gafile,ne yapsam da derdimi anlatabileceğim birini bulsam…
hayatın kendisinin huzuruna mı çıksam,yoksa hayatı protesto edip son mu versem bu curcunaya.
erkek gibi mücadele mi etsem,kız gibi ağlasam mı,çocuklar gibi mızıkçılık mı yapsam…
kötülükleri öldürsem mi ki,kim kalır ki o zaman hayatta,ruhumdaki lekeyi yıkayacak bir iksir bulabilir miyim masal kahramanlarından.
dua mı etsem bu lekeyi bana armağan edene,kabul eder mi beni verdiği bu lekeyle.
verdiği lekeyle lanetli yapan beni,hangi kutsal kitap temizler.
hangi kutsal varlık bana ilham olur,yüreğimin yangınlarını söndürür,çaresizliğime derman olur…sorularıma cevap bulur…

5 Mayıs 2010 Çarşamba

Cehennemden Cennete

Cehennemden geldim
cennete gidicem
Seviştiğim dünyayı da yanımda götürücem
Acılarımı gömdüm
Günahlarımı yaktım
Dövüştüğüm sevdaları
Aşkında büyütücem
Şeytanımı öldürdüm
bebeğimi büyütücem
Yandığım dünyayı da dalbimde küçültücem
Denizleri taşırdım
bulutları delicem
Şişedeki küllerimi topraklara serpicem
Denizlerle oynaştım
Güllerimi öpücem
Kurumayan dudağımı yaralara bölücem
Yalanlardan dumanlandım ben
Doğum batmakta hep
takıldım kaldım
Kavgalardan bulandım ben
Batıp doğmakta hep
yalanmış baldım
Düş Sokağı Sakinleri

3 Mayıs 2010 Pazartesi

Dost Bildiklerim

Sanırdım gündüzdü onlarla gecem
İçimde ümitti dost bildiklerim
Ne zaman yıkılıp yere düştüysem
Bırakıp da gitti dost bildiklerim
Hepsi varken baharımda, yazımda:
Kışın bir burukluk kaldı ağzımda
Seneler senesi oysa gözümde
Cihana eşitti dost bildiklerim
Nerde o sözlere kandığım günler?
Her gülen yüzü dost sandığım günler
Acıdan kahrolup yandığım günler
Ta canıma yetti dost bildiklerim
Meydana çıkalı asil çehreler
Aydınlanmaz oldu artık geceler
Yalanlar tükendi, indi maskeler
Birer birer bitti dost bildiklerim
Korkar oldum bana *dostum* diyenden
Yoksa yok olandan, varsa yiyenden
Ne onlardan eser kaldı ne benden
Beni benden etti dost bildiklerim
Ümit Yaşar Oğuzcan

29 Nisan 2010 Perşembe

Gece,Sokak,Kaldırımlar Ve Ben

sessiz,sakin..
sokak ve ben,
gece yarısı şarkıları dilimde,
sarhoşlar kaldırımlarda,
fahişeler kahkaha kusmakta,
yapmacık,yapış yapış kelimeler dökülmekte dudaklardan,
ben ile sokak arasına girmiş çirkin tutkular,
hiç oralı değilim yanımdan akıp giden curcunaya,
ileride yine sokakla baş başa,
düşüncelerde boğulmuş,
ölmek üzere bir ben,
hayata tutunmaya çalışıyor yavaş adımlarda,
kaldırımları incitmeden,üzmeden,
hüzünlerimi çaktırmadan,
usul usul yokluğa doğru yürüyorum,
ömrümden çalınmış mutluluklara koşmak istiyorum,
geride bıraktığım hatıralara dönmek,
sarılıp ağlamak,özürlerimi iletmek istiyorum,
gözyaşlarım süzülüyor yanaklarımdan,
hıçkırıklar düğümleniyor boğazımda,
sessizce,
kimsesizce ağlıyorum,
sokak,gece ve kaldırımlar duyuyor sadece bu çaresizliği...

23 Nisan 2010 Cuma

Şehirlerarası Otobüs Yolculuğu

alnımın bir yanında,başımı dayadığım camın titreşip durduğunu hissetmeme karşın,uyumayı sürdürebiliyordum...
kapalı gözlerime vuran güçlü ışıkların,dışarda çoğalan seslerin varlığı;otobüsün kesilen hızı,anayoldan ayrılırken alınan bir dönüş ve bir anda yakılan iç lambaların çiğ aydınlığında görülen yolcuların dağılmış yüzleri,bir mola yerine geldiğimizi söylüyordu.
Otobüs yolculuklarının en sevmediğim yanıydı bu:uykusu bölünmüş bu insanların uyanırken ki şaşkın,saç-baş dağınık hallerini görmek,onların mahremine girmek gibi geliyordu...
Uyanırken ki yüzümüzün,ancak yakınlarımızın görebileceği bir özelimiz olması gerekirken,otobüs yolculuklarında ulu orta yaşanan bir insanlık hali olup çıkıyordu.
Ya şu yan taraftaki kadın gibi ağzım açılıp çenem düşerse uyurken,ya aralık kalmış dudaklarımın kıyısından aşağıya doğru ince bir salya sızarsa,ya bende arkadaki bey gibi horlayacak olursam gibi kuşkular uykumu kaçırmaya yetiyor,faltaşı gibi açılmış gözlerle yolculuk ediyordum...
zaten bu otobüs yolculuklarında genel bir uykusuzluk çekmem yetmiyormuş gibi,ne zaman binbir zahmetle şöyle bir kestirecek olsam,beş-on dakikaya kalmadan otobüsün bir mola yerinde duracağı tutardı;uyku ile uyanıklık arasında kalmış iyice sersemlemiş bir kafayla inerdim arabadan.defalarca denediğim talihin kötü bir şakasıydı bana.yolculuk tanrısı benimle alay ediyor olmalıydı....

Geceye not

 Uykusuz bir gece daha Kafamın içindeki sesleri susturamıyorum Martıların çığlıklarına karışıyor içimdeki gürültü Düşünceleri sıraya dizmeye...