15 Mayıs 2009 Cuma

Gönlü Geniş Ve Ruhu Gezgin Sufi Meşreplilerin Kırk Kuralı

İkinci Kural:

Hak Yol' unda ilerlemek yürek işidir, akıl işi değil.
Kılavuzun daima yüreğin olsun,
omzun üstündeki kafan değil.

Nefsini bilenlerden ol silenlerden değil!

Elif Şafak - Aşk



12 Mayıs 2009 Salı

İyilik Dilekleri...

İyilik dilekleri yaşam felsefemin bir yansısıdır. benim için ortada yaşanılan tek tek "hayatlar" diye bir şey söz konusu değil. sadece "hayat" var. "özel hayat"larımız dediğimiz şey çok muğlak, belirsizdir. her an nereden geldiği belli olmayan sayıya gelemeyecek kadar çok uyaranın etkisi altındayken "işte burası benim özelim, şuradan sonrası da seninki..." diyebilecek kesin bir çizgi göremiyorum. ben senin kaderinde sayısız sebeple birlikte bir rol oynuyorum. sen de benimkin de... hepimiz birbirlerimizin kaderine ortağız, onu yazıyoruz. o halde "kaderler" nerededir?!!!! sadece bir tek kader var!!!! işte bu kader benim için çokluk büyük bir KEDER girdabı olarak görünüyor. hastalıklar, savaşlar, işsizlikler, ayrılıklar,.... tüm bu keşmekeşin karşısında bireysel olarak yapabileceğim hiç bir şey yok gibidir. tüm bu varlığın ıztırabına karşı duyduğum çaresizlik ve kendi umutlarımdan beklentilerimden doğan elemler... işte bunlara karşı ne yapabilir ve bu acılardan nasıl kurtulabilirim??? bir başlangıç noktası yaratabilirim!!!! o başlangıç noktası işte bahsettiğim o âcizlik durumudur!!! elbette bu kelimeyi/kavramı özenle, dikkatle, itinayla kullanmak istiyorum!!! bu âcizlik edebiyatı yapmak, dilenmek demek değildir!!!! ya nedir???? birinci olarak diğerleri için, tanımadan, görmeden hayır/iyilik dileyebilmek ve bunu salt bir duygu değil fakat elimden geldiğince en pratik hale dökebilmektir... işte bu hislerin sevkiyle yaptığım bir şeydir "iyilik dilekleri"......

Mataramdakisu (blogspot.com)

9 Mayıs 2009 Cumartesi

Gönlü Geniş ve Ruhu Gezgin Sufi Meşreplilerin Kırk Kuralı

Birinci kural:
Yaradanı hangi kelimelerle tanımladığımız, kendimizi nasıl gördüğümüze ayna tutar. Şayet Tanrı dendi mi öncelikle korkulacak, utanılacak bir varlık geliyorsa aklına, demek ki sen de korku ve utanç içindesin çoğunlukla. Yok eğer, Tanrı dendi mi evvela aşk, merhamet ve şefkat anlıyorsan, sende bu vasıflardan bolca mevcut demektir.

elif şafak-aşk

8 Mayıs 2009 Cuma

Umuda İhtiyacım Var

yazı yazma isteğim yok bir kaç gündür.
birşeyler yazayım diyorum,ikinci cümleden sonra tıkanıyorum.
en güzeli birşey yazmamak diye siliyorum yazdıklarımı.
aradan bir kaç dakika geçtikten sonra yeni bir umutla yeni cümlelere başlıyorum,cık...
yine olmuyor...
kafamda o kadar çok şey varki,hangi birini yazacağımı bile bilmiyorum.
o güzel yolculuğum sonrası dağıttığım odamı bile toparlamak gibi bir isteğim yok...
zihnim gibi odam da dağınık...
toparlanmam için biraz zamana ihtiyacım var sanırım...
en önemliside biraz umuda...

5 Mayıs 2009 Salı

Ayna


aynaya baktım/
ben/
başka bir ben
suretim/
başka bir suret olmuş,
ağladım/
sustum/
aradım/
arandım/
bulduğumu sandım/
bulamadım/
bekledim/
bekliyorum/
bekleyeceğim/
beni gösteren/
beni tamamlayan aynayı/
bulana kadar/
yada gelene kadar...

1 Mayıs 2009 Cuma

Yollardayım

istanbuldan uzaklaşmak istemiştim uzun zamandır.bir iş vesilesiyle ufak bir tur yapıyorum şu günlerde.aksaray,adana,maraş,adıyaman,urfa belki kayseri.bu yazıyı aksaraydan yazıyorum.yolculuğa ilk çıktığım sıralar kulağımdaki şarkı sezen aksu dan gidiyorum bu şehirden.not defterime de ara ara bir şeyler karalıyorum.ilk fırsatta buraya ekleyeceğim.
***
hayatın güzel yanlarından bir taneside gezmek sanırım.yeni yeni insanlar görmek,yeni hikayeler dinlemek,böyle yerlerde varmış,böyle şeylerde yaşanıyormuş diyebilmek önemli bir olay sanırım.insan hayatta hep öğrenci olduğunu ancak gezerek,tanıyarak öğreniyor.izlenimlerimi aktaracağım...
görüşmek üzere....

26 Nisan 2009 Pazar

Damlacıklar


umutsuzluğa yollanan mektuplardan bir tane daha yazıyorum,
boşluğa yollar gibi...
***
bitmek üzere olan bir dostluktan ne bekleyebilirsiniz ki,
yarım kalan hikayeler,
birlikte kurulan hayaller
ne kadar merhem olabilir açık kalmış yaralara...
***
uzun bir dostluktan ne kalmıştı geriye,
bir kaç hatıra
özel anlarımızı hatırlatan şarkılar
ve
iz bırakan sözler

24 Nisan 2009 Cuma

Yasaklar Diyarından


yasaklar vardı sana çıkan yollarda
yürümek istesem bir hançer saplanırdı arkamdan
koşmak istesem kurşunlanırdı yüreğim
konuşmak istesem dilim lal olurdu
ümitsiz biçare kalakaldım olduğum yerde
***
o yasaklar diyarından
aşk sözcükleri topladım senin için
aşka adım atmış sinemi anlatsın diye
suskunluğumun şifrelerini çözmeni istedim
o masum kelimelerde
***
eyleme geçemem sevgilim
bu yol dikenli,bu yol karmaşık
bu yol dipsiz bir kuyu...
konuşmamı bekleme benden
dilim suskun,konuşamam,anlatamam derdimi
gözlerimden yaş değil kan damlıyor
ben bitkin,ben harap,ben çaresiz

23 Nisan 2009 Perşembe

Yoksulluk ve Samimiyet


çocukluğumun geçtiği o mahallede herkes geçimini zor şartlar altında temin etmeye çalışırdı.mahalle ahalisinde çarşıya gidip birşeyler almak bir lükstü çoğu zaman.ihtiyaçlar haftada bir kurulan mahalle pazarında temin edilirdi,para olursa tabi...durumu iyi olan ailelere imrenerek bakılırdı ama kıskançlık yoktu.paylaşmak esastı.var olan herşey paylaşılırdı,sorgusuz sualsiz,eksiksiz hatta fazla fazla.verdiğinin hesabını yapan kimseyi hatırlamam.yoksulluğun insanlara verdiği güzellikler vardı kuşkusuz.en önemlisi samimiyeti yaşatırdı yoksulluk.acılara birlikte göğüs germeyi öğretir,bir bakıma birlikte yaşama kültürüydü.
nerde o eski günler deriz çoğu zaman.o eski günler aslında çokta uzağımızda değildir.kimi zaman çocuk ruhlarda gizlidir,kimi zaman kenar mahalle evlerinde saklıdır.hani avam tabakası deriz ya işte orada.
zamana yenik düşmedilerse sizi bekleyen yoksul ve samimi insanlar hala vardır eminim.

Geceye not

 Uykusuz bir gece daha Kafamın içindeki sesleri susturamıyorum Martıların çığlıklarına karışıyor içimdeki gürültü Düşünceleri sıraya dizmeye...