24 Mart 2023 Cuma

Serzeniş

Ne çok bildiğimi sanıyormuşum,

Cehaletimi bilgelik sanmışım..

Bütün bildiklerimi yoksaydım, unuttum..

Kirlenmiş temiz bir sayfayım artık,

Ne yazmaya ne karalamaya mecalim kalmadı,

Bilmek, öğrenmek istemiyorum..

Kirlenmiş sayfaları temize çekmeyi bırak,

 koparmak bile istemiyorum..

Yeni insanlarmış, yeni hayaller, yeni hayatlarmış..

Yaşama sevinci olan insanları imrenerek izliyorum sadece.

Kaybettiğim o neşeyi yeniden bulmak istiyorum..

İçimde ölüm uykusuna dalmış bir çocuk var,

O çocuk ölmesin diye nefes alıyorum sadece..

Kim bilir belki bir gün güneş yeniden doğar..



16 Nisan 2019 Salı

yara

gittiniz
öyle yada böyle gidebilmeyi tercih ettiniz
kalabilmek size göre değildi
gitmek kolay
kalmak ise zor olan
siz kolayı tercih ettiniz
açık bir yara bıraktınız ardınızda
dönüp bakmayı bile çok gördünüz
oysa bilmiyordunuz;
ben yaralarıma iyi bakarım..
gittiğinizde nasıl açıldıysa
aynı sıcaklıkta saklarım 
bi umut
belki bir gün gelirsinizde 
birlikte iyileştiririz diye

11 Nisan 2019 Perşembe


Yazmak bi seçenek olduğu gibi susmakta bi seçenekti.
Ben fotoğrafların arkasına sığınıp suskunluğu tercih ettim.


12 Mart 2019 Salı

yüksek sesle dinlediğim şarkılar içinde daldım gidiyorum yine...
konuşmak istemiyorum sanki...
sesimi bile duymaya tahammülüm yok...
bir sancı tuttu,

biriktirdiğim cümleleri yazmalıyım dedim kendi kendime,

istanbul'dan ayrılırken bir haftalığına da olsa uzak durmam gerektiğine karar vermiştim, telefondan, internetten...

ama dayanamadım...

koşarak geldim,yazmak istedim...yazamadım...

hangi cümleye başlasam,ardından başka başka anlamsız cümleler yığını çıktı ortaya...

birinde yalnızlığı anlatmaya çalışırken,bir sonraki cümlede yalnızlığın derinliğinde boğuldum...

8 Mayıs 2017 Pazartesi

Yollar

Bir yolculuktu hayat,
Mühim olan doğru yol arkadaşını bulabilmekti,
Bulduğunu sandığın zamanlar vardı belki ama,
Bir kavşakta fırlatılıp atılmakta vardı,
Herşeye rağmen yanındayım demekte..
Herkes kendine yakışanı yaptı..
Ayrıldı yollar,
Hayallar o evde kaldı..

14 Nisan 2016 Perşembe

Sus

sus çığlıklarım,
bağırma avaz avaz
duymasın kimse
işitmesinler feryadını
anlayan mı var sanki
neyin isyanındasın
neyin kavgasını veriyorsun
hala bir ümidin mi var yoksa
hala kırılmadı mı yüreğin
acıtmıyorlar mı
kanatmıyorlar mı
ezip geçmiyorlar mı
sus işte
sus
bak
herkes kendi dünyasında
aldıklarından çok
verdiklerinin yasında

15 Kasım 2014 Cumartesi

Açık Mektup-İyilik Dilekleri (gönderilmemiş mektuplar)


-->
Merhaba mataramdakisu
Düşünce dünyanın derinliği yazılarını da derinleştirmiş.bu sebepten yazdığın mesajlara hemen cevap yazmak yerine biraz düşündükten sonra cevap veriyorum.ayrıca internete düzenli bi şekilde girmiyorum,girsem de uzun süre takılamıyorum o yüzden cevaplarım geç geliyor özür dilerim.
Kaderle kederin kesişimi çok doğal ama bu kesişimin neye sebep olacağı çok önemli.sorunlar ve sorunların çözümünü nerede aradığımız da çok önemli.bence insan, hayatında mutlaka bir şeye inanmalı,inanmak insanın fıtratında var.insan bu inançla soruların cevaplarını buluyor ve ona göre hayatını şekillendiriyor.öncelikle kader dediğimiz olgunun bizim için çizilen bir yol haritası olmadığına bizim kendi yolumuzu (dış etkenli yada dış etkensiz)kendimizin çizdiğine inanmamız gerekiyor.
Kendi yolumuzda ilerlerken mutlaka önümüze engeller çıkıyor,bazen yol değiştirip,bazen de geri gidebiliyoruz.ben kaderi kabullenebilmem için bir benzetme yaptım.hayatı büyük bir ağaç gibi düşündüm,ağaç ana gövdeden yukarı doğru çıktıkça dallara ayrılır.her dal yine dallara ayrılır bu yapraklara kadar bu şekilde devam eder…hayatta o ana gövdeden başlayan bi serüven gibi…belli bir yaşa kadar o ana gövdede ilerlemek zorundayız,sonra hayat bize öyle yada böyle seçenekler sunar,biz o seçenekler arasından tercihler yapmak zorundayız.seçimimizi yaptıktan sonra ilerde yol tekrar ikiye yada belki üçe ayrılır biz yine seçimimizi yapar o şekilde yolumuza devam ederiz….o büyük ağaçta gideceğimiz son noktayı seçimlerimiz belirler.tercihlerimizle yan yatmış bir dala doğruda gidebiliriz,ağacın zirvesine doğruda….ama bu yolda garip bir durum var, tercih ettiğin yoldan geri gelemiyorsun.yani seçtiğin ve seçmediğin yolun artılarını ve eksilerini gördükten sonra geri dönüp başka bir yola geçmek gibi bir şansın yok.işte bizi kederlendiren de buradan sonra başlıyor.tercih ettiğimiz yolun bize uymayan kısımlarıyla,tercih etmediğimiz yolda kaçırdığımız fırsatlar bizi kederlere,ümitsizliğe sürüklüyor….
Bu düşünceler kendi sınırlarımı zorlayarak bulduğum ve kendimi ikna etmekte kullandığım düşünceler…biliyorum ki bu düşüncenin içersinde senin sorularına, daha doğrusu düşünen ve farkında olan insanların sorularına cevap olmayan kısımlar vardır….belki öyle bir soru daha sorarsın ki her şey birden yok olur….ama soruların cevaplanması için bir teorim var ve bu teoriyi gün geçtikçe zenginleştirip bir kanun oluşturmaya çalışıorum…
kaderlerin kesişmesi,birbirimiz üzerinde ki etkilerimiz,kalıcı izler bırakmamız,o izler vesilesiyle doğrulara yada yanlışlara sürüklenmemiz bu dünyanın cilvesi,yada oyunun bir parçası gibi...
insan düşündükçe sorular çoğalıyor...
ve sorular içinde kafayı yiyorsun....
ya birçok şeyi kabulleneceğiz,susacağız....'kaderci' olacağız
yada soruların cevaplarını bulana kadar gideceğiz...
yada soruların cevaplarıyla uğraşmak yerine topyekün inkarı seçip ateist olacağız....
ben ne kaderci olabildim,nede soruların cevabını bulabildim adam akıllı...
ama şunu biliyorum ki....inkar edenlerden değilim.... :))

eksik şiir

gittinde eksildim mi sanıyorsun
sarsılmış olabilirim ama yıkılmadım
ayakta ağlayanlardanım bilirsin
sürünmek bana göre değildir
şimdi uzakta içten içe.........

yarım kalmış-2008

vazgeçemedim

kulaklığımda çalan şarkı;

gidiyorum bu şehirden

hiç bir zaman gidemedim bu şehirden,

ümitlerimden,hayallerimden

kendimden vazgeçemedim

2008

vazgeçtim

yeni bir ev,yeni bir oda...

farklı bi mekan,

değişmeyen eşyalar....

bir umutla taşındım

'yeni kararlar,yeni idealler...

eskisi gibi olmayacak hiç birşey!

bu kez kaderin çarklarında ezilmeyeceğim.

malup olmayacağım insanlara'

dedim kendi kendime....

henüz

eşyaları tek tek yerleştirirken vazgeçtim ideallerimden...

not;bu yazıyı yazalı beş yıl olmuş,geriye dönüp baktığımda değişen hiçbir şey olmamış..yazık..



Geceye not

 Uykusuz bir gece daha Kafamın içindeki sesleri susturamıyorum Martıların çığlıklarına karışıyor içimdeki gürültü Düşünceleri sıraya dizmeye...