5 Nisan 2010 Pazartesi

KADINDAN KENTLER - MURATHAN MUNGAN

Hayat hep bitirilmesi gereken işlerden sonra başlayacak bir şeydi onun için ve bir türlü istediği gibi başlamıyordu…
***
Dünya,her şeyi kendi zamanı,kendi duyguları,kendi durumlarıyla ölçüp biçen insanlarla doluydu ve o insanlara bir şeyler öğretmek gerçekten zordu…
***
Birbirlerine hatırlattıkları şeyler,birbirlerinden uzaklaştırmış olabilirdi onları…
***
Geçmişte kalan şeyler geçmişte kalmalıydı ona göre,bu huyu yüzünden zamanla çevresi azalmış,arkadaşları tarafından vefasızlıkla suçlandığı olmuştu.insanlar aynı biçimde,aynı yönlere doğru değişmiyorlardı.çoğu kez mazi ortaklıkları şimdiki zaman arkadaşlıklarını diri tutmaya yetmiyor ama insanlar bu gerçeği kabullenmeyip her şey eskisi gibi sürsün istiyorlardı.sanki bir şeyler hiç değişmeden olduğu gibi sürerse,hayat daha gerçek,dünya daha inandırıcı bir yer olacaktı…
***
Galiba ev demek,onun için ne zamandır yalnızlık demekti…
***
İçini dışarıya tutumlu verenlerdendi…
***
İnsan yatıştırmayı hiçbir zaman bilememişti…
***
Nedenler, niçinler çoğu kez geçmişin boşluğunda asılı kalır;eşya öksüzü bir çocukluğun sinsi sızısının insanın göğsünden kolay gitmediğini biliyordu bir tek…
***
Kıskançlığının boyutunu sevgisinin büyüklüğü sananlardan olduğu için,kıskançlığını sevgi sanmayı sürdürdü…
***
Bazı hikayeler bir kerede anlatıldığında yada bir kerede dinlendiğinde daha cılız bir etki bırakır insanın üstünde;bazı hikayelerse,parça parça gün ışığına çıktıkça neredeyse özel bir güç,gerçek üstü bir nitelik,insanın varoluş nedenlerine uzanan bir derinlik kazanır…
***
Kendi içinden geçenlere bile yabancı bir uzaklıktan bakıyordu sanki…
***
Geçmişini unutmaya çalışan biri için maziden gelen herkes,bir çeşit tehdit yada tehlikedir;bunca yıl sıkı sıkıya kapalı tutulmuş kapılar onlarla zorlanır,bastırılmış anılar onlarla silkinmeye çalışır,belleğin kuytularına itilmiş nice ayrıntı,onların sorularının tazelediği çağrışımlarla yeniden gün yüzüne çıkar…
Büyürken insanın ilk kaybettiği şeyin gelecek duygusu olduğunu düşünüyordu…
***
Günü gelip daha büyük,daha önemli bir şeyi almaya kalkıştığında,bütün geçmişin,geçmişte birikenlerin birden bire başka bir ışıkta,bambaşka görülebileceğini hesap edemedi.içimizin bir yanı sevdiklerimi kollarken,kendini kollamayı unutmaz mı?...
***
Babası erken ölmüş erkeklerin hiç büyümediğini en çok onda anlamıştı…
***
Birikmişlerin fazlalığı insanı kendi geçmişinden bile uzaklaştırır…
***

Hayat demek,birazda zamanında anlamadıklarımıza karşı duyduğumuz pişmanlıklar demek değil midir?...

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Geçen sene okudum bu kitabı..O zaman pek beğenmedim ama bu anekdotları görünce hoşuma gitti. :) Bir daha okumk gerek sanırım.

Geceye not

 Uykusuz bir gece daha Kafamın içindeki sesleri susturamıyorum Martıların çığlıklarına karışıyor içimdeki gürültü Düşünceleri sıraya dizmeye...