Son kalan birkaç eşyamı almaya gittim bugün…ilginç bir duygu bir daha gitmeyeceğini bildiğin bir yere veda etmek…göz göre göre veda,bile bile acı çekmek gibi,bir yerlerinize kendi ellerinizle bıçak saplamak gibi bir şey… ilk defa bugün hiçbir burkuntu,üzüntü hissetmedim yüreğimde veda ederken…alışkınız aslında vedalara…orta okuldan ayrılırken yaşamıştım bu duyguları…çocukça duygulardı belki ama iz bırakıyor yinede insanda… o zaman yine çocukça olan bir şey yapmıştık bütün sınıfça…şimdi ki gibi andaç yada yıllık türü şeyleri bilmiyoruz,bilsek de o kadar parayı ailemizden isteyemeyiz..her neyse…biz veda defteri tutmuştuk o zamanlar…herkes herkese bir şeyler yazdırıyor…kalbin kadar temiz sayfayı bana ayırdığın için teşekkür ederim,sepet sepet yumurta sakın beni unutma,unutma unutulanlar unutanları asla unutmazlar vs vs vs… şimdi geriye dönüp baktığımda elimde o basit ve sıradan cümleler kaldı...bütün arkadaşlarım bir yerlere gittiler,yolda gördüğümüz zaman tanımayacak hale geldik birbirimizi…işte göz göre göre vedayı uzun zaman önce çocukken yaşadık hayatımızda… sonrasında liseye veda en sevdiğin arkadaşlarına veda,ölümle sevdiğin insanlara veda…ölümle gelen veda ki vedalar arasında en acımasızı,en ansızın olanı,en yıkımı derin olan vedadır her halde…
hayatımız sonlarla başlangıçları hep iç içe yaşatıyor…bir taraftan kaybederken bir taraftan yeni şeyler kazandırıyor…hiçbir zaman herhangi bir şeye sonsuza kadar sahip olamıyoruz… bu döngüye,değişime mahkumuz…istesek de istemesek de…bugün yaşadığım veda,sanırım yüreğimin böyle şeylere alışkın olmasından olsa gerek hiçbir etki yapmadı bende…önceden olsa üzülür,hüzünlenir yeri gelir göz yaşı dökerdim…
hayat insana zamanla gözyaşının kıymetini öğretiyor galiba…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder