27 Şubat 2009 Cuma

Ayrılık Sonrası

Birkaç damla lirik gözyaşı bırakırsın gözlerinden
İsyan kokan cümleler dökülür dudaklarından
Sorular çoğalır zihninde
Ayrıntılara takılırsın
Aşkını ölümsüzleştirdiğin ayrıntılar büyür de büyür
Yürüdüğünüz sahil,Çay içtiğiniz cafe
Yemek yediğiniz lokantalar,Kurduğunuz hayaller,
Islandığınız kaldırımlar,Kavga ettiğiniz sokaklar
Birbirinize yolladığınız mesajlar,Özenle yazılmış mektuplar
Doğum günlerinde ve sevgililer gününde,
Bin bir düşünceyle alınan hediyeler
Bir aşkı aşk yapan ne varsa işte
Detaylarda gizlenmiş,ayrıntılarda saklanmış
Sana onu hatırlatmaya yönelik her şey
Ayrıldıktan sonra gün yüzüne çıkar
Yaşarken öylesine gibi görünürler belki
Ayrıldıktan sonra önem kazanırlar
Hep o ayrıntılarda bulmak istersin
Giden ve geri dönmeyeceğini bildiğin sevgilini
Ama bilirsin ki bir daha dönmeyecektir

23 Şubat 2009 Pazartesi

Güvensizliğimin Hikayesi

Yine gece
Yine gece sen ben olmadın bende sen
Yine akşam oldu diye heyecanlandığım zamanlar geceye sarktı
Beklemelerim
Bir hikayem vardı
Biriyle paylaşmak,yarım kalan yerden birlikte devam etmek
O hikayede birlikte büyüyelim istemiştim
Yalnız başıma yirmi üç yaşıma kadar taşıyabildiğim hikayeyi
Sonsuza kadar taşıyabileceğim birini istemiştim…
Bu arayışa on yedi yaşında başlamış
Sadece iki kişiyle birkaç adım gidebilmiş
Sonra yine yalnız kalmıştım
Aradan geçen yedi yılda onlarca insandan
Sadece iki kişi yol arkadaşlığı yapabilmişti
Yalnızca birkaç adım…
Şimdi yalnızım bu yolda
Arkadaş aramaktan yoruldum
Birini ararken gitmem gereken yolu hep ihmal ettim,kah sağa kah sola bazen günlerce geriye gittim.takıldım orada ileriye bir adım bile atamadım.bazen düşündüm olduğum yerde mi kalmalıyım.sonlandırmalı mıyım bu işkenceyi,bu arayışı,bu acıyı.yapamadım.son noktayı koyamadım kendi hayatımda.birileri girdi çıktı yaşantıma,bir şeyler verdiler ama karşılığında çok şey aldılar.artarak çoğalmam gereken yerde azalarak çoğaldım.her gelen bir parça kopardı benden.kopardıkları parçaları sağa sola attılar.her yerde kendimden bir parça karşıladı beni.şimdi bana güvenmediğini söyleyenler oluyor bazen.ben zaten kimseye güvenmiyorum ki…komik değil mi birilerinin bana güvenmemesi.güven karşılıklı olan bir duygu.ben güvenmezsem sen zaten güvenemezsin ki…kimse sorgulamadı neden bu durumdasın diye.herkes bulunduğum noktayı yargıladı.kimse geçmişimde yaşadıklarımı anlama zahmetinde bulunmadı…dinleme zahmetinde bulundular,yanımda olduklarını zannederek…ama anlama zahmetinde bulunmadılar…kimse, on iki yaşımda babam hayatımızdan çıktıktan sonra, daha doğrusu bırakıp gittikten sonra insanlara neden güveneceğimi söylemedi.hakikaten söyler misiniz,babanız hayatta sizi kendi başınıza bırakıp gidiyorsa diğer insanlara niye güveneceksiniz…bir garantisi var mı çevrendekilerin.nerden bileceksin uçurumun kenarındayken seni bir başına bırakmayacaklarını, çekip gitmeyeceklerini…bilemezsin…bilemem…canım, her şeyim olması gereken insan çekip gitmişse diğerleri de gidecektir bir gün.gittiler de…güvenmiyorum işte bu sebepten,güvenemiyorum.yapamıyorum bu kutsal olayı.kimse sorgulamadı nedenlerini,kimse hak vermedi belki de.dinlediler,yüzeysel bir hak vermişlik sergilediler sonra yok oldular,diğerleri gibi.

20 Şubat 2009 Cuma

Yine Akşam

Yine akşam,yine akşam ki…
Ben senin gözlerinde gurbet olsam
Memleket hasreti gibi özlesen beni
Vatan toprağına dokunurcasına okşasan saçlarımı
Bastığın yol olsam da bitmesem yüreğinde
Bende yorulsa yürüdükçe öptüğüm ayakların
Sen terledikçe ıslansa kuruyan dudaklarım
Ve savurup saçlarımı rüzgarın olsam…
Yine akşam ki…
Ben gözlerinde damla olsam
Hapsolsam orda ömrümce
Dudakların olsa yerim düşünce
Dolup gamzelerine açtırsam güllerini sen gülünce
Yine akşam ki…
Sen,ben olsan
Olsan ki anlasan
Hissetsen kalp sancılarımı
Olsan ki sen nasıl sevilirmişsin kazısan kalbine
Olsan ki öğrensen
Bir adının hava,
Bir adının su,
Bir adının ekmek olduğunu…

19 Şubat 2009 Perşembe

Yaz Yağmuru

Yorgun ve kirli geçmişim,
Aramızda bir engeldi
Umutsuz ve çaresiz bekliyorduk sadece
Birbirimiz için erken sayılmazdık
Pek geç kaldığımızda söylenemezdi
Bir yaz yağmuru tadındaydı sadece
Vakitsiz gibi ama hoş bir serinlik bırakan
Biraz iç ferahlatan…
Ve biraz hayat öpücüğü gibi…

9 Şubat 2009 Pazartesi

Hayallerim

hayallerim,yollara serildi
paspas gibi ezildi kalabalıklarda
arabalar,insanlar,hayvanlar...
hayallerim,dalga geçildi
inanmadı hiçkimse
hayallerim,üzüldü benimle
yalnızlığımızı birlikte paylaştık
hayallerim,kırıldı gitti
kalbimle birlikte
hayallerim,el sallıyor
sonsuz boşluklardan
hayallerim,güle güle...

4 Şubat 2009 Çarşamba

Bülent Ortaçgil - Sensiz Olmaz

Artık Kısa Cümleler Kuruyorum

Sizi bilmem ama ben karar verdim su gibi duru olup hep akmaya
Başka sular tanıyıp çoğalmaya dalgalanmaya taşmaya
Son günlerde çok düşünür oldum
Zor zamanları çabuk atlatır oldum
Yalnız mıyım insanlar içinde arkadaşlarım aşklarım içinde
Yara aldım bundan iki yıl önce
Hiç susmadım şarkı söyledim günlerce
Artık kısa cümleler kuruyorum
Sevdiklerim sevmediklerim yanımda
Kabullendim her şeyi olduğu gibi yola çıktım yarınlara
Son günlerde çok düşünür oldum
Zor zamanları çabuk atlatır oldum
Bakıyorum aynaya her gece içim rahat biraz yorgunum sadece
Hayatıma giren herkese yaşanmış her şeye
Teşekkürler büyüyorum sizinle

Şebnem Ferah

27 Ocak 2009 Salı

Gönderilmemiş Mektuplar 1

Bu yazıyı 9.30 da yazmaya başladım…uzun zaman sonra ilk defa biriyle buluşacağım için çok heyecanlıyım…bu yüzden uyuyamadım…kafamda hep acabalar var…ya gelmezse,geldiğinde beğenmezse….die bi sürü şey düşünüorum…içimden bi ses çok güzel bir ilişki olacak derken başka bir ses boşuna ümitlenme… yine olmayacak diyor….içimdeki seslerin kavgasını bir yana bırakıp düşüncelere dalıorum…aşık olabileceğim 3. Kişi olabilecek mi acaba diyorum…flört yaşamak,iki hafta üç hafta bir ay çıkmak bu alemde pek bişey ifade etmez bilirsin…o yüzden bir ilişkinin uzun soluklu olduğunu anlayabilmek için birkaç ay geçmesi gerekir…benim seninle ilgili hayalim hafta yada ay değil yılları kapsıyor…eskisi gibi yarını veya haftayı planlayacak zamanlarda değilim…yaşadıklarım gereği artık daha farklı düşünorum…anlatmıştım sana…seninle ilgili hayallerim ömrümü kapsayacak şekilde…hayalci olabilirim,uçtuğumuda düşünebilirsin….ama şu varki,2 yıldır kimseye aşık olamadıysam,birileri beni heyecanlandırmadıysa bu sebeptendir…yani kimseyle geleceği planlayacak olgunlukta muhabbetim olamadı…tanışalı 26 saat olmasına rağmen çok sırrımı verdim sana…sesini bile duymadığım halde birçok arkadaşımın bile bilmediği şeyleri biliosun benle ilgili…bu sana olan inancımın göstergesi…olurda bugün ayrıldığında,benle yarını bile düşünmezsen,bende yaratacağın hayal kırıklığını bil die yazıyorum bunları…istediğim gibi olmazsa ne olacak bilio musun…belli bi süre depresif takılacağım…bunalıma gireceğim,ağlayacağım,sızlayacağım,profillerimi kapatacağım,msn i kullanmayacağım…eskiden olsa yıkımların ertesi günü,arayışa devam ederdim…ama artık yıkımları temizlemek bi günümü almıyor…heyecan duymadığım bir ilişkinin sonrasında bile bir ay kendime gelemiyorum…sen 3. Kişi olmaya en yakın aday;olmaz dersen,gelmezsen ve 2.günü tamamlamadan biterse bu ilişki…belli bir süre yok olurum…seni yargılamam hiçbir zaman…beni sevmek zorunda değilsin…bana bağlanmak zorunda değilsin…kendimi sorgularım,hayatı sorgularım,adaleti sorgularım..insanlığı sorgularım,,,geleceğimi düşünürüm…birbok olmayacak olan geleceğimi….yine sezen ilaç olur yaralarıma…ve sana bir demet sitem yollarım….

Not;herkes gibi O'da gitti....

24 Ocak 2009 Cumartesi

İstemiyorum

Hiçbir şey yapmak istemiyorum,
Ne yorgun bedenimi düşünüyorum
Ne de yaşlanmış ruhumu
Sadece yok olmak istiyorum…
Okulumu,hedeflerimi,
Biriken derslerimi,dökülen saçlarımı
Kaybettiğim insanları,birikmiş mektupları
Sevdiğim sanatçının son albümünü,
Aldığım kiloları,uzayan sakalımı
insanların bakışlarını,
Eleştirilerini,hoşgörülerini,tebriklerini,
Yırtılan ayakkabılarımı,biriken borçlarımı
Dost hançerlerini,yıpranmış ilişkileri
Doğum günümü,doğum günlerini,
İncelikleri,kibarlıkları
aldığım verdiğim hediyeleri
Fedakarlıkları,isyanları,
Reddedilmeleri,kabulleri
Sevgilileri,düşmanları
Ölümleri,ayrılıkları….
Hiç bir şeyi…
İstemiyorum hayatımda…
Yok olayım yeter…
Ne ben olayım…
Ne de hayata dair iyi yada kötü
hiç bir şey olmasın hayatımda…

23 Ocak 2009 Cuma

Kaybolacaksın

Koşacaksın bir ömür boyu peşimden,
Bulduğunu zannedeceksin,
Her tende yeni bir heyecan kaplayacak yüreğini
Her ses ayrı bir nefes verecek bedenine
Herkeste ayrı bir ben bulacaksın
Her bedende bir parçamı toplayacak,
Paramparça olmuş ruhumu arayacaksın
Gülüşümü birinde,dokunuşumu bir başkasında
Ellerimi bir yabancıda,
Şiirlerimi bloglarda arayacaksın…
Ve sonunda istemediğin gerçekle karşılaşacaksın
Beni,benden başka kimsede bulamayacaksın…
Beni Ödünç alacaksın herkesten
Herkes ayrı bir ben sunacak sana
Sen o yabancıların içinde
Beni ararken kaybolacaksın….

17 Ocak 2009 Cumartesi

İki Damla Gözyaşı

kalabalıklar içinde yalnız,
konuştuğu kelimeler kendini anlatmaya yetmez,
koşar ama başkaları için,
dinlenir,
yine başkaları için,
var olma savaşı verir
kimseyi umursamadan,
kim için var olacak belirsiz,
kendisi için mi,
başkası için mi,
bilemez...
uçmak ister uçamaz...
hayat denilen bu girdap çeker içine...
kaybolur kendisini ararken,
rüzgarda savrulur,
yaprak misali ordan oraya sürüklenir...
umutsuzca düşler besler geleceğe dair,
kaybolur düşlerin büyüsünde,
isyan etmek ister ama kime...
yine bilemez...
yine belirsizlik kemirir beynini,
çelişkiler hapseder gönlünü,
kurtulmak ister bu zindandan,
mutlu sonla biten hikayeler yazar zihninde.
gülüp geçer olmayacağını bildiği için
yüreği burkulur
iki damla gözyaşı akıtır yalnızlığına...

14 Ocak 2009 Çarşamba

İmkansıza Yürüyüş

başka tenlerde,başka dokunuşlarda
bakışlarda,gülüşlerde...
seni aramaktan yorgunum
kime baksam seni göreceğimi sanıyorum
rüyalarda sen,konuşmalarda sen
şarkılarda,şiirlerde,kitaplarda
herşeyde,heryerde sen
çaresiz olduğumu,
geri gelmeyeceğini,
seni bulamayacağımı biliyorum
o yüzden başkalarının tenlerini,isimlerini,
gülüşlerini bakışlarını ödünç alıyorum...
geri vermek üzere
herkeste ayrı bir sen saklı
kimse tek başına sen değil
seni bulmak ancak seni yaşamakla olacak
seni yaşamak ise imkansız
hep bu imkansızın peşinden koşuyorum
olmayacağını bildiğim halde ümitliyim
bu ümit beni hayata bağlıyor
acı versede,canımı yaksada
vazgeçmeyeceğim imkansıza yürüyüşümden...

13 Ocak 2009 Salı

Yine Geldim

ve yine senin için,
o her zaman ki seni beklediğim
seninle anlam kazandığım bu yere
yine sensizliğe ağlamak için geldim
yazdıklarımı,yaşadıklarımı bilmesende
sana ve sensizliğe adanmış ömrümün
hüzünlü hikayesini anımsamak için...
ikimiz için geldim
biliyorum ki hiçbirşey anlam kazanmayacak artık
hiçbirşey eskisi gibi olmayacak
acılarım benimle büyüyecek
ve ben yine bir başka acıda
bir başka güne
hüzünle uyanacağım...

12 Ocak 2009 Pazartesi

Meçhul

Bu sabah sensiz uyandım
Hasrete açılan penceremin önünde
Seni beklemiştim bütün gece
Sokaktan geçen her insan sendin sanki
Bütün yüzler sana çıkıyor
Bütün arabalardan sen iniyordun
Ümitsiz ve çaresiz bekledim
Yoktun
senden önce ve senden sonrasının olmadığı
zamanın sadece sen olduğu anları hatırladım
anılarımın hepsi sendin
sen ise bir meçhul
koşmak istedim arkandan
sensizliğe açılan bir kapıda
yok olmuştu bedenin
sadece ruhun vardı benimle
anılarınla bıraktığın
zihnimde yaşayan
hayali bir sen…

7 Ocak 2009 Çarşamba

Aşk

bir gelişin vardı,birde gidişin…
sen neydin öyle..
görmemişti bu gözler ama
yaşamıştı iliklerine kadar bu kalp seni.
unutabilmek mümkün mü o günleri,
senin için deliler gibi dolaştığım caddeleri,sokakları…
her yüzde seni aramayı,
rüyalarda bulmayı sonunda…
her seste sana koşmayı,
sen varmışsın gibi yapmayı,
sonra yokluğunu öğrenince,
hüzün girdabında kaybolmayı…
var olmanın sensiz olamayacağını,
seni kaybedince anlamayı…
ağlamalarımda teselli bulmayı…
şarkılarda seni hissetmeyi..
sen gidince anladım
hiç benim olmamıştın belki
belki dokunamamıştım bile tenine
hep kavuşabilme ümidiydi
beni yaşama bağlayanama şimdi
öldüğünü duyunca
ne yaşama ümidim,
ne dinlemek istediğim şarkılar,
ne gezdiğim,caddeler,sokaklar
ne aradığım yüzler,sesler,
ne anlamsız ağlamalarım
ne de dinlediğim şarkılar
hiç biri bir anlam ifade etmiyor benim için
sen yaşarken güzeldiacı dolu günler
sen varken güzeldi ümitsizce bekleyişler
sen yokken neyin anlamı olabilir ki
kim için yapacağım onca şeyi
kim için ümitleneceğim
kim için hep bekleyeceğim
ve kim için yazacağım şiirlerimi

3 Ocak 2009 Cumartesi

Ağladı

Buğulu pencerenin önünde durmuş
Öylece karın yağmasını izliyordu
Bakışları dalmış gitmişti
Birden telefonu çaldı
İstemsizce baktı…
cevap vermek istemedi ilk önce
Sonra düşündü,nereye kadar kaçacaktı gerçeklerden
Bu kez kaçmayacağım dedi ve telefona cevap verdi
Karşıdaki ses duymak istemediği kişinin sesiydi
Bir an dona kaldı,
dışarıdaki soğuktan değil
Telefondaki kişinin söylediklerinden
O kişi evi boşaltmasını söylüyordu,
Zaten bir sürü sorunla uğraşıyordu son günlerde
Nerden çıkmıştı bu sürpriz
anlam veremedi
Düşündü,
çaresizdi…
Kaçmak istedi bu büyük şehirden
Boğazın sularına kendini bırakmak geldi aklına
Hemencecik vazgeçti bu saçma sapan düşünceden,
Arkadaşlarını aramayı düşündü,
Hepsinin bahanesi çoktan hazırdı
türlü türlü bahaneleri duymamak için kimseyi aramadı…
değer verdiği bir arkadaşı vardı
biliyordu geleceğini,
yardım edeceğini
aradı ve geldi değerli arkadaşı
Gitti eve
eşyalarını topladı hüzünle
Hiç böylesine bir veda yaşamamıştı hayatında
Aşağıda bekleyen arkadaşına aldırmadan
Ağlamaya başladı
Gözlerinden süzülen yaşlara engel olmak istemedi bu kez
Hıçkıra hıçkıra ağlamak istedi
En güzel çözümün bu olduğuna inandı
Ağladı…

Mış Gibi

Birazdan
buradan çekip gideceğim…
Bilmediğim ve merak etmediğim diyarlara
Kimse hakkında önbilgi sahibi olmak istemiyorum
O yüzden hiç bilmediğim yerlere gideceğim
Kimseyi bilmeyim
Kimse beni bilmesin
Yeni doğmuş bir çocuk gibi başlayayım hayata
Gittiğim yerin dilini bile bilmeyim
Ne söylediklerimi anlasınlar,
Nede söylediklerini anlayayım
Öyle Hızlı bir tanışma da olmasın
Temel ihtiyaçlarımı hareketlerle gidereyim o kadar
Sonra yavaş yavaş dillerini öğrenirim ne de olsa
Yeniden doğmak gibi bir şansımız yok ama
Hayatı sıfırlamak gibi bir şansımız var galiba
Gerçi ne kadarını sıfırlayacağız ki
Yaşadıklarımızı silebilecek miyiz beynimizden
Gönlümüzden
Gittiğimiz yerde sadece mış gibi yapacağız
Aslında her şeyi yanımızda götüreceğiz
Anıların yükünü sırtımızda taşıyacak…
Anların fotoğrafını zihnimizde büyüteceğiz…

29 Aralık 2008 Pazartesi

Gözlerimle Duyduğum Güzellik

uzaklardan bir ses geldi
çaresiz,ümitsiz ve yorgundu
ses,yavaş yavaş yaklaşıyordu kulaklarıma
baktım
sesi görebiliyordum
kulaklarımla duymuyordum sesi
gözlerimle görüyordum
o kadar güzeldiki ses
gözlerimi alıyordu
mucize gibiydi adeta
dokunmak istedim
uzattım ellerimi
ateş gibi yaktı ellerimi
seslendi
bu kez kulaklarımla duyuyordum
dokunmak yasak bu güzelliğe
sadece gözlerinle duyabilirsin
üzüldüm,
kaç zaman sonra ilk defa
bir güzelliğe bu kadar yaklaşmışken
dokunamıyordum
sadece sesini
gözlerimle duyuyordum
doldu gözlerim
ümitsizce ağladım
ağladım,ağladım
ve ben yine bana ait olan
ama dokunamadığım
ve hayaliyle yaşadığım
güzelliklerin esaretinde
ölüp gideceğimi anladım....

Yalnızım

yalnızdım
tanıştık
görüştük
anlaştık
vakit geçirdik
güldük
eğlendik
üzüldük
ağladık
tartıştık
küfrettik
darıldık
küstük
ayrıldık
gittin
bittim
ve
yine
yalnızım

Veda

Son kalan birkaç eşyamı almaya gittim bugün…ilginç bir duygu bir daha gitmeyeceğini bildiğin bir yere veda etmek…göz göre göre veda,bile bile acı çekmek gibi,bir yerlerinize kendi ellerinizle bıçak saplamak gibi bir şey… ilk defa bugün hiçbir burkuntu,üzüntü hissetmedim yüreğimde veda ederken…alışkınız aslında vedalara…orta okuldan ayrılırken yaşamıştım bu duyguları…çocukça duygulardı belki ama iz bırakıyor yinede insanda… o zaman yine çocukça olan bir şey yapmıştık bütün sınıfça…şimdi ki gibi andaç yada yıllık türü şeyleri bilmiyoruz,bilsek de o kadar parayı ailemizden isteyemeyiz..her neyse…biz veda defteri tutmuştuk o zamanlar…herkes herkese bir şeyler yazdırıyor…kalbin kadar temiz sayfayı bana ayırdığın için teşekkür ederim,sepet sepet yumurta sakın beni unutma,unutma unutulanlar unutanları asla unutmazlar vs vs vs… şimdi geriye dönüp baktığımda elimde o basit ve sıradan cümleler kaldı...bütün arkadaşlarım bir yerlere gittiler,yolda gördüğümüz zaman tanımayacak hale geldik birbirimizi…işte göz göre göre vedayı uzun zaman önce çocukken yaşadık hayatımızda… sonrasında liseye veda en sevdiğin arkadaşlarına veda,ölümle sevdiğin insanlara veda…ölümle gelen veda ki vedalar arasında en acımasızı,en ansızın olanı,en yıkımı derin olan vedadır her halde…
hayatımız sonlarla başlangıçları hep iç içe yaşatıyor…bir taraftan kaybederken bir taraftan yeni şeyler kazandırıyor…hiçbir zaman herhangi bir şeye sonsuza kadar sahip olamıyoruz… bu döngüye,değişime mahkumuz…istesek de istemesek de…bugün yaşadığım veda,sanırım yüreğimin böyle şeylere alışkın olmasından olsa gerek hiçbir etki yapmadı bende…önceden olsa üzülür,hüzünlenir yeri gelir göz yaşı dökerdim…
hayat insana zamanla gözyaşının kıymetini öğretiyor galiba…

25 Aralık 2008 Perşembe

Bağlanmayacaksın

Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
"O olmazsa yaşayamam." demeyeceksin.
Demeyeceksin işte.
Yaşarsın çünkü.
Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
Çok sevmeyeceksin mesela.
O daha az severse kırılırsın.
Ve zaten genellikle o daha az sever seni,
Senin onu sevdiğinden.
Çok sevmezsen, çok acımazsın.
Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.
Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.
Senin değillermiş gibi davranacaksın.
Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de korkmazsın.
Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.
Çok eşyan olmayacak mesela evinde.
Paldır küldür yürüyebileceksin.
İlle de bir şeyleri sahipleneceksen,
Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.
Gökyüzünü sahipleneceksin,
Güneşi, ayı, yıldızları...
Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak.
"O benim." diyeceksin.
Mutlaka sana ait olmasın istiyorsan birşeylerin...
Mesela gökkuşağı senin olacak.
İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait olacaksın.
Mesela turuncuya, yada pembeye.
Ya da cennete ait olacaksın.
Çok sahiplenmeden,
Çok ait olmadan yaşayacaksın.
Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi,
Hem de hep senin kalacakmış gibi hayat.
İlişik yaşayacaksın.
Ucundan tutarak...

Can Yücel

Geceye not

 Uykusuz bir gece daha Kafamın içindeki sesleri susturamıyorum Martıların çığlıklarına karışıyor içimdeki gürültü Düşünceleri sıraya dizmeye...